FİZİKSEL VE ZİHİNSEL ÜSTÜNLÜK ÖNEMLİ
Santrfor pozisyonu, yıllar içinde sadece gol atmakla sınırlı bir görev olmaktan çıkarak, oyunun birçok yönüne etki eden çok boyutlu bir role dönüşmüştür. Oyunu sezgisel olarak okuyan, fiziksel ve atletik üstünlüğüyle rakip savunmayı domine eden, doyumsuzluğuyla sürekli her şeyi isteyen ve içgüdüsel zamanlamasıyla “yırtıcı” nitelik taşıyan forvet oyuncuları oyun üzerinde karar verici konumda daha fazla etkiye sahip oldular.
Santraforların maç başı topla buluşma sayıları genellikle 30-40 bandındadır. Oyun içinde aktif olarak görev alan santraforları 30-45, oyunun netice kısmına odaklanan santraforlar 20-30 kez topla buluşurlar (Osimhen 2024-25 sezonunda ligde maç başına 26.4 kez topla buluştu) ancak her ne kadar topla buluşma sayıları diğer mevkilere göre daha az olsa bile bu sayının büyük kısmı (%65+) rakip ceza sahası içerisinde veya çevresinde olduğu için maçın kaderinde büyük etki oluştururlar. Özellikle topu doğru kullanma yüzdesi ve doğru karar verme yüzdesi yüksek olan oyuncular çok büyük değerlere ulaşıyorlar.
Fiziksel üstünlüğüyle sahada ayakta kalabilen, içgüdüsel zamanlamayla pozisyon alan ve doğru anda maksimum güçle rakibe yüklenen forvet oyuncuları; yalnızca skor tabelasını değil, takımın oyun akışını da belirlemekte. Üst düzey bir yırtıcının, Victor Osimhen’in takımını sezon boyunca zirvede tutup takımını şampiyonluğu kazanmasında ne kadar etkili olduğun çok taze yaşadık. Takımı ligin çok büyük bölümünde üretme sorunu yaşarken; fiziksel ve zihinsel üstünlüğüyle rakiplerinin çözüm üretemediği, kontrol altına alamadığı, durdurulamaz bir güç olarak takımının oyunu çözmesindeki ama etken olarak takımını mutlu sona ulaştırdı. Saha içindeki sistemsel kurguları detaylandırıp konuyu uzatmayacağım ama değinmek istediğim esas konu Osimhen’in en büyük özelliği olan mental gücü ve bitmeyen açlığı. Skordan, maç içindeki hatalarından (özellikle kaçırdığı net goller) ve ligdeki konumdan bağımsız olarak maçın ve sezonun her anında inanılmaz bir hırs ve istekle oynamasıydı. Çünkü O’nun amacı başkalarını geçmek değil kendini geçmekti, kendi en iyisinden daha iyisini yapmak…
Göztepe’de de fiziksel ve atletizm olarak Osimhen etkisi oluşturabilecek çok potansiyelli bir oyuncu var, Emersonn Correia da Silva. Daha 20 yaşında yaşına göre büyük bir fiziksel güç ve atletizme sahip, topla olan bazı özellikleri Osimhen’den de daha üstün ancak Emersonn’u Osimhen’den ayıran en büyük özellik mental güç ve oyun içindeki agresiflik kısmı. Emersonn üstü düzey bir santrfor olmak istiyorsa saha içinde yırtık olmak zorunda, rakiplerini fiziksel olarak hırpalayıp mental olarak ezmek zorunda ve bunları yaparken topu da doğru kullanmayı öğrenmek zorunda. Özellikli futbolcuları, üst düzey futbolculardan ayıran kısım topu doğru kullanma yüzdeleridir. Üst düzey futbolcuları yapmaması gereken hareketleri yaparken çok nadir görürüz, çok fazla hatalı karar verdiklerine şahit olmayız hızlı, basit ve doğru oynarlar. Emersonn da kendi karakteriyle ve çalışmalarıyla hangi tarz oyuncu olacağını kendisi belirleyecek çünkü üst düzey futbolcu olabilecek tüm fiziksel ve atletik özelliklere sahip. Geçen sezonun son maçı olan Kasımpaşa maçında da neler yapabileceğinin bir kesitini bizlere gösterdi. Beklentim Kasımpaşa maçı performansının yeni sezonun Fragmanı olması yönünde. İnşallah beklentim gerçeğe dönüşür.
